Zihnin Yasaları - 3

Bilinçaltı üç düzeyde incelenir; (1) göze çarpmayan incelikte ancak farkedilir düzey, (2) daha ince düzey ve (3) görünmeyen düzeydir. Bilinçaltının ilk iki düzeyinin vücut üzerindeki etkilerini Yoga ile ortaya çıkarmak mümkündür. Bilinçaltının son ve en farkedilmeyen düzeyi ise bedende etkilerini göstermeden temizlenebilir.

Bilinçaltı, kalp atışı, sindirim, solunum, metabolizma, böbrek faaliyeti, endokrin bezleri gibi vücudun istemsiz tüm hareketlerini kontrol eder. Zihnin her durumunda bilinçaltı aktiftir; bu durumlara baygınlık, şok, koma dahildir. Uzayan komalarda ya da anestezide bilinçaltı çalışmaya devam eder ve böylece vücut nefes alıp-verme, kalp atışı gibi hayati istemsiz hareketlerini gerçekleştirmeye devam eder.

Bilinçaltı, zihnin ve bedenin acı çekmesini ortadan kaldırmak, tüm olumsuzlukları rahatlıkla olumlu bir duruma çevirmek gibi sınırsız bir güce sahiptir. Ancak bilinçaltı, dışarıdaki uyarıcılar ya da kendi yıkıcı egosu tarafından ele geçirildiğinde kişi şuursuz hale gelir ki bunun üzücü örneklerini insanların kendilerine ya da çevrelerine verdikleri yıkıcı tepkiler halinde görmek mümkündür; insan düşünemiyordur. Düşünmeden geçirdiği zamanlar birikerek yıkıcı ve sağlıksız alışkanlıklardan oluşan bir yaşam zincirine dönüşür. (Örneklendirmek ister misiniz?)

Bilinçaltı, bütün hatıraların, deneyimlerin yer aldığı dev bir depo gibidir. Bunların hepsi uyanıkken, rüya halindeyken veya derin uykuda dışarı yansıyabilir. Zihinsel, sözlü ya da çevreden gelen -yakın veya uzak- belirli isteğe bağlı olarak zaten eğilimi* olan tüm öneri ve uyarıcılara itaat eder. (*Bilinçaltı, onarma ihtiyacı duyduğu travmaları, drama gibi yeniden canlandırarak anlamlandırma, düzeltme, cevap verme eğilimindedir, bu nedenle dramaya davet eden uyarıcılara kişi bilinçsizce kedini kaptırabilir.)

Bilinçaltı, uyarıcıların kalitesine, kuvvetine, tekrarına bağlı olarak her zaman tepki vermeye hazırdır. Eğer uyarıcılar açık ve güçlüyse, tepkisi de o kadar güçlü ve ani olur. Uyarıcıları zayıf, seyrek ve gizliyse, bunlar bir tepkiye neden olmasa da kayıt altına alınacaktır.

Bilinçaltının bir kişiliği ya da biçimi yoktur. Diğer taraftan bilinç her ikisine de sahiptir. Bilinçaltı, tıpkı doğa gibi bir ödül beklemeden bağımsız ve gelişigüzel çalışır; aksine bilinç ise karşılığı olmadan hiçbir şey yapmaz.

Bilinç, bilinçaltı ile birleştiğinde, zihnin tamamında bir değişim meydana gelir, yüksekbilince varır. Yüksekbilinç (üst bilinç – makro perspektif – geniş bakış açısı) , saf bilgi, mutluluk, kendiliğindenlik, açık zihin, denge ve uyum, zihin üzerinde nihai kontrol ile tarif edilebilir. Yogadaki nihai başarı, yüksek bilincin ortaya çıkışına, canlanmasına bağlıdır.

Uygulayıcı unutmamalıdır ki, bütün zihinsel durumlar nispeten gerçek ve koşulsuz üst-bilinç tarafından koşullandırılmıştır ya da bilinçaltının içgüdüsel etkisi altındadır. Zihin, tüm deneyimlerinin ve uyarıcıların dışında bir bakış açısı yakaladığında, diğer tüm durumlar şafakla beraber kaybolan gece gibi yok olur. Her insan, cahil ya da akıllı, hasta ya da sağlıklı olma potansiyeline sahiptir; koşullar sürekli değişebilir. Bilincin tüm durumları, temel olarak tercih edilen bakış açısına bağlıdır.

SONUÇ OLARAK Yoga uygulayıcılarının genellikle psiko-fiziksel ve zihinsel evrimden çok kendini sınırlayan, koşullandıran ve kıyasa neden olan uygulamalarla ilgilenirler; ancak bunlar sadece akıldan uzak, spekülatif ve dogmatik inanışlara neden olabilir. Yogadaki temel amaç, yeni başlayanların bile üst-bilinci uyandırmasını ve güçlendirmesini sağlamaktır. Kişinin zihni üzerindeki kontrolü ve kendine kazandırdığı bakış açısı asıl başarısıdır. Son.

*The Law of Mind, ders notlarımdan hazırlanmıştır.