top of page

Zihnin Yasaları - 1

  • Yazarın fotoğrafı: Sevcan Sanver
    Sevcan Sanver
  • 4 May 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 May 2022


Birinci Kısım

Derin konsantrasyon ve meditasyondan önce zihni ve zihnin yasalarını anlamak önemli. Aklı dikkatlice anlamaya çalışırken, onu aşamalarıyla bir bebek, çocuk ve bir yetişkin gibi düşünebiliriz.

Yeni doğan bir bebek, etrafında olan bitenleri, keşfetmeye başladığı duyuları ve henüz kullanmaya yetkin olmadığı dokunuşlarıyla anlamaya çalışır. Nesneleri tanımlayabilmek için onları tutar ve ağzına götürür. Bu onun çevresini tanıma yöntemidir ve çevresindeki şeyler bir bebek için ikiye ayrılır; yenilebilir şeyler ve yenilemeyen şeyler. Her şey onun karnını doyurması, hayatta kalması için vardır.

Bir çocuk, içinde bulunduğu koşullarla bağlantılı olarak artık iyi ve kötü arasındaki farkı ayırt edebilmektedir. Nesnelerle objeleri anlamasının yanında bazen iyi olanı kötü, kötüyü de iyi zannetse de çevresini rahatlıkla tanımlayacak farkındalıktadır. Bir yetişkin ise artık iyi olanı iyi, kötüyü kötü, ve bunların yaşamının gelişimi üzerindeki etkilerini anlayabilmektedir. Çevresindeki koşulları ve kendini sorgulama yetisine sahiptir.

Benzetme yapacak olursak, zihnin bebeklik düzeyindeki hali içgüdüsel bilinçtir; her şeyi kendi varlığını sürdürebilmek için algılar. Bu bilinç düzeyi gelişip evrildiği zaman merkeze kendini koyan egoya dönüşür. Bilincin bu aşaması bebeklikten artık çıkmış bir çocuktur. Bu bilinç düzeyindeki zihin, gerçekliği ve gerçeklik dışını anlayabilir. Zihin sonraki aşamasında, entelektüel bilince evrilir. Artık sadece gerçek olanı anlamaz; gerçekliği, hayattaki gerçek dışı unsurları hayatından çıkarmak ve kişisel gelişimi için kullanır. Entelektüel bilinç, olgunlaşmış bir yetişkin gibi düşünür ve algılar. Bilincin ilk düzeyi baskın olduğunda id (içgüdüsel dünya), ego düzeyi baskın olduğunda ise insani dünya söz konusudur. Ancak ilk iki düzey, üçüncü ve yetişkin zihin düzeyi olan entelektüel bilinçle beraber çalıştığında, ‘akıl’ devreye girer.

Her bilinç, farklı düzeylerde beraber hareket etse de Sanskrit dilinde tek bir kelime ile ifade edilmektedir: citta. Bebeklikten, çocukluğa ve erişkinliğe uzanan doğal gelişim süreci, zihnin yoga ve meditasyon yoluyla evrildiği süreçlere benzetilir. Nasıl ki bebeğin içgüdüsel bir korkusu, artık çocuk olduğunda yönetebildiği bir mesele haline geliyor ve yetişkinliğinde bu korkuyu dönüştürüp hayatından çıkarabiliyorsa, zihin de zaman içinde birbiriyle çatışan tüm duygu ve düşünceleri yeniden düzenler, yönetir ve gerçek olmayan unsurları bünyesinden sınır dışı eder. Kişi, yalnızca kendi gelişimine yardımcı olacak unsurlar için zihninde yer açar.

Zihni kesin sınır ve durumlar ile net bir şekilde bölümlere ayırmak mümkün olmasa da, yoga zihinsel gelişim ve sağlık için onu kendi içinde üç bölümde açıklamaya çalışır. • Bilinçli zihin (uyanık olmak gibi). Beynin aktif olduğu kısım. Beynin biyolojik gelişimi ile evrilir ve hareket eder, bedenin ölümüyle ölür. Bilinçli zihin, bilinçaltı tarafından uygulanan hesaplamaların sonucuyla düşünür, cevap verir; bilinçaltı olmadan varolamaz. • Bilinçaltı (rüya/hayal hali gibidir). Biliçaltı, kalp atışının, kan dolaşımının, sindirimin, nefes alış-verişin ve bütün organların hareketiyle etkileşim halindedir. Fiziksel beden içinde çalışmasına rağmen, bedenden bağımsız olarak varlığını sürdürür ve ölmez. Günlük hayatta insanlar, bilincin yalnızca ilk iki kısmını deneyimler.

• Üst-bilinç (derin konsantrasyon hali gibi). Zihnin bu kısmına geçmek çeşitli konsantrasyon çalışmaları, ya da çok ani olaylar ile mümkün olur. Bu düzey zihnin özgürleştiği ve bakış açısını kendinden uzağa çevirebildiği düzeydir. Zihnin özgürleşmesi, kişinin düşünce ve duygularını, çevrede birçok uyarıcıya rağmen yönetebilmesi anlamına gelmektedir.


... (Devamı ikinci kısımda yayınlanmıştır.)

Comments


Yga
Session
Turkey

Etkinlik ve bilgi paylaşımlarından haberdar olun.

Teşekkürler!

Yoga Session Turkey © 

bottom of page