Antik Dönemde Müzik ile Şifa
- Sevcan Sanver
- 29 Ara 2019
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Haz 2022

Müziğin, kulağınıza çalınanların bir algılama yönetimi olduğunu biliyorsunuz. Yalnızca algı yönetimi değil; müzikle vücudunuzdaki, ruhunuzdaki en ücra köşelere minik ancak güçlü sinyaller gönderilir. Yalnızca ne yediğinize değil; bilinçli ya da bilinçsiz kulağınıza ne çalındığına dikkat edin.
Müziğin; tozun, toprağın, suyun, havanın, hiçbir parçacığın ulaşamayacağı yerlere hatta zaman ve mekanın ötesine ilerleyebilme özelliği var. Bir düşünün; kulağınıza aylar ya da yıllar önce bir yaz akşamında radyoda çalmış olan bir şarkı geldi. Bu şarkıyla o yaz akşamına geri dönebilir, havadaki çiçek kokularına kadar birden anılarınız içinde dans edebilirsiniz. Belki de hiç keyfiniz yok ve gününüzü hızlı bir şekilde kurtarmanız, ruh halinizi değiştirmeniz gerekiyor; bir yerlerde ruh halinizi yükselten sevdiğiniz bir parça vardır. Belki de tam tersi; keyfiniz hiç yok ve gözyaşlarınızın daha hızlı akmasını diliyorsunuz, nasıl bir parça seçeceğinizi elbette biliyorsunuz. Günümüzde reklam ve film müzikleri, pop müzik gibi tüketime sunulan müzik türleri, dinleyende belli bir duygu, algı oluşturmak üzere hazırlanıyor. Dolayısıyla girdiğiniz bir mağazada, radyoda çıkan bir parçada tercihiniz dışında belli bir duygu ya da düşünceye yönlendiriliyorsunuz.
Müzik, modern tüketim toplumunun en iyi kullandığı silahlardan bir tanesi!
Peki modernleşip bütün dişlerimiz dökülmeden, tüketmeyi nefes almak gibi bir alışkanlık haline getirmeden önce armonik sesler ne için kullanılıyordu?
Eski şaman şifacılar, sesi tedavi ve diğer dünyaların varlıklarıyla iletişim aracı olarak kullanıyordu. Eski zamanlarda akbüyücü olarak tanımlanan şifacı müzisyenler bulunmaktaydı. Bu şifacılar, kişinin sağlık problemini dinler, anlar ve tedaviye yardımcı olacak armoniyi belirlerdi. Hastaya, Ay’ın dönümüne göre seçilen tarih ve saate randevu verilirdi. Hastaya özel verilmiş bu buluşmada şifacı, 3-4 saat boyunca tedaviye göre belirlemiş olduğu makamdaki müziği çalardı. Başka katılımcılar da bu “tedavi dinletisi”ne katılabilirdi ancak tedavi yalnızca o hasta kişi için geçerli ve etkili olurdu.
Ses dalgaları öyle güçlüdür ki eski zamanlarda inşa edilmiş büyük yapı taşlarının, ses dalgalarının yardımıyla kaldırıldığına, kullanılan yoğun ve güçlü ses dalgaları ile yerçekimi kuvvetinin kırıldığına inanılır. Pisagor’un ses dalgaları üzerine çalışmasını içeren “Yaylar(Strings)” isimli bir kitabının varlığı biliniyor; ancak kitaba ulaşılamıyor.

II. Beyazıd döneminde Edirne’de kurulmuş olan Osmanlı Darüşşifası, hastalarını musiki ile tedavi ediyordu. Akustiği güçlü mekan içinde yaklaşık 10 kişiden oluşan musiki topluluğu zihinsel ve fiziksel rahatsızlığı olan hastalara farklı makamlarda müzik yapıyordu. (*)
Ünlü filozof ve bilim insanı Farabi’ye göre farklı musiki makamlarının insan ruhuna etkileri şu şekildedir: Rast Makamı : Neşe, iç huzur verir. Rehavi Makamı : Sonsuzluk düşüncesi ve yer çekiminden kurtulma hissi verir. Kuçek Makamı : Hüzünlendirir. Büzürg Makamı : Zihni temizler, korkuyu def eder. İsfahan Makamı : Güven hissi ve uyum sağlar, gönlü yeniler. Uşşak Makamı : Gülme hissi uyandırır. Zirgüle (Zengüle) Makamı : Uyku getirir. Saba Makamı : Cesaret hissi uyandırır. Nihavend ve Buselik Makamları : Kuvvet ve barış duygusu uyandırır. Hüseyni Makamı : Kendine güven, kararlılık duygusu verir, sakinleştirir. Hicaz Makamı : Alçakgönüllülük hissi verir. (**)
Yapılan bir deneyde, bitkilerin bulunduğu bir ortamda sürekli ve uyumlu bir tonda yüksek sesle müzik çalınıyor. Bu süreçte bitkilerin titreştiği ölçülürken, yapraklarının daha hızlı büyüdüğü ve sesin geldiği yöne doğru uzadıkları gözlemleniyor. Gördüğünüz bir manzara karşısında ya da bir armoni duyunca tüylerinizin diken diken oluşunu anımsayın.
Müzik türünü sevin ya da sevmeyin, müzik rezone olduğu etkiyi fiziksel ve duygusal bedenler üzerinde gösteriyor. Dolayısıyla günlük hayatınızda dinlediğiniz müziklerin sizde uyandırdığı duyguları gözlemleyin ve hatırlayın ki duygularınız fiziksel bedeninizde izler bırakır; sağlığınız için dinlediklerinize dikkat edin. Gerek bulunduğunuz ortam gerekse yalnızca kendi zevkiniz için farklı müzikler tercih ediyorsanız zaman zaman ruhunuzu ve bedeninizi arındırmanız sağlıklı olacaktır. Tercihen seher vakti ya da günbatımında yapacağınız meditasyonlar ruhunuzdaki izleri silmeye yardımcı olur. Meditasyonunuzu belli bir makam ya da ilgili çakra tonundaki bir müzik türü ile yapabilirsiniz. Böylece zihni tarafsız bir durumda tutmak, geçmişe ve geleceğe ait soruları susturmak doğru makamdaki müzik ile daha kolay ve etkilidir.
Günlük hayatınızdaki tercih edemediğiniz dış dünyaya ait uyarıcıların, başkalarına ait duygu ya da kafa karışıklıklarının bedeninize girmesine her zaman engel olamasanız da, tüm bu dış dünyanın yükünü meditasyon ile temizleyin. Bunu yaparken zihin ve ruhunuzun sorumluluğunu doğru tonda seçeceğiniz müziğe bırakın.
Bu yazının ardından yalnızca 10 dakikanızı verip kısa bir meditasyon yapmak isterseniz; sizin için özel bir kişi ve onun özel performansını seçtim.
* Günümüzde Osmanlı Darüşşifası, Edirne’de Sağlık Müzesi olarak ziyaretçilerine hizmet vermektedir. ** Türk müziği makamları ve insana etkileri hakkında daha geniş bilgiye ayrıca Tümata internet sayfasından ulaşabilirisiniz. https://tumata.com/muzik-terapi/turk-muzigi-makamlari-ve-etkileri/
Comments